top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

İsim alıp, nam kuşanmak.

Tedirgin bir bekleyiş vardı,alışık olmadığımız kelimeler işgal ediyordu gündemimizi. Yunanistan’da zorba idi adı,bizde kırbaç oldu. Esip gürleyecek,devirip savuracak aman dikkat dediler bilip takip edenler. Sonradan yine döner mi bilmem ama öfkesi boşaldı, yavaşladı,yön değiştirdi duyduğumuz son haberlere göre. Şimdi buralarda sessizce çisil çisil yağan yağmur var kuş seslerinin eşlik ettiği . Yumuşak latif bir sonbahar havası yaşadığımız.

İsim vererek sabitleriz hayatımızda, beynimizde olayları,nesneleri. Adı konmadığında toplumsal ve kişisel hafızanın derinliklerinde kaybolup gitme ihtimali yüksek olur. İsim alıp namlandığında o ismin yüklediği anlam nispetinde ruh kazanır sanki. İki kişi arasındaki ilişkiye “ad konur “mesela korusun,sabitlesin, besleyip güçlendirsin diye.

İsmi konmadığında savrulur,kolay yıkılır,kolayca yok olur sabun köpüğü gibi.

Hep eser rüzgarlar .Bazen fırtına olur esen,bazen meltem. Bir iz bırakmazlarsa geride unutulup giderler zamanın seyri içinde. Ama esmeyip ,es geçse de uzun süre hatırlar bu günleri yaşayanlar kırbaç kasırgasını.

Kırbaç kasırgasından yola çıkıp isim verip,ad koyma olsun bugün yazdığım. İsim varlıklara ad olan kelimedir malum. Verildiği varlığı olumlu veya olumsuz anlamda etkiler, karakterini oluşturur. Toplumun o kelimeye yüklediği anlam,kelimenin melodisi, kelimenin taşıdığı mana,herbiri kendi başına önemlidir bir varlığa isim olacağında.

Eski türklerde,kızılderililerde doğan çocuğa isim verilmezdi. Çocuk ismini kazanmak için çabalardı. başardığı işe göre bir isim alırdı. Bazen çocuğun doğduğunda olan önemli olaylar veya doğduğu yer isim olurdu ona. Gerçek mi bilmiyorum ama aşağıaki gibi bir isim koyma yöntemi de okumuştum.Bir gülümseme olsun yüzünüze. Bir çeşit kura çekmek gibi.

Yeni yetişen pırasalara koymayı düşünülen istenilen isimler verilir ahmet,mehmet gibi. sonra tüm pırasalar üst kısımlarından eşit kesilir. Ertesi gün en fazla uzayan pırasaya koyduğunuz isim verilir çocuğa. Öne çıksın,boylu poslu olsun diye olsa gerek.

Güzel isim koymak ile mükellef anne baba çocuğuna islama göre. Çocuğun anne baba üzerindeki haklarından biri. Hayatı boyunca en çok işiteceği kelime olacak o isim karakterine,yaşam seyrine etki eden. Çok önemli...

Bir de eşyayı isimlendirmek var efendimizin yaptığı gibi. O kullandığı hemen her eşyaya ,her canlıya isim verip anlamlandırmış,özelleştirip ,kişiselleştirmiştir. Atının adı Murtecez, devesinin adı Düldül, kılıcının adı Zülfikâr, zırhının adı Zü’l fudul iken,bardağının biri Reyyan,çanağının bir tanesi mihded ,mızraklarından uzunca olan Beyza olmuş mesela.

Zülfikarı biliriz hepimiz.

Unutmayız.

İnsanlara da güzel anlamlı isimler verirdi isimlerinin anlamını beğenmediğinde. Bir yere vali atayacağı zamanda,deve sağdıracağında da isim sorardı.

Harb ve Mürre ismiyle ilgili Yahya b. Said'in anlattığına göre; "Hz. Peygamber(asm.), bol sütlü bir deve hakkında: 'Bunu kim sağacak?'diye sordu. Adamın biri ayağa kalkınca, Hz. Peygamber(asm.): 'İsmin ne?' dedi. Adam, 'Mürre (acı)deyince ona: 'Otur!' dedi. Hz. Peygamber (asm.), tekrar: 'Bunu kim sağıverecek?' diye sordu. Bir başka adam ayağa kalktı. Hz. Peygamber(asm.) ona da: 'İsmin ne?'diye sordu. Adam: 'Harb (Savaş) diye cevap verince, ona da: 'Otur!' dedi. Hz. Peygamber(asm.) tekrar: 'Bu deveyi kim sağıverecek?' diye sordu. Bir adam daha kalktı. Ona da: 'İsmin ne?' diye sordu. Adam: 'Yaîş (Yaşar) deyince, ona: 'Sen sağ!' diyerek sağmasına izin verdi."

Gününüz hayr olsun.

25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


bottom of page