top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Ahh o eski günler...

Ahh o eski günler diye başlar büyükler. Dinleyen küçükler de için için gülerler sevgiyle, birbirlerini dirsekleri ile dürterek, yine başladı diye. Nostalji sever büyükler.Ben de yazarken kendi kendime gülüyorum şimdi. Antika olmaya başladım yavaş yavaş diye.

Benim çocukluğum iki ve tek katlı müstakil bahçeli evlerin olduğu düzgün,orta halli bir mahallede geçti. Komşuluk ilişkilerinin ideal seviyede olduğu ,bir yabancı sokaktan ikinci kere geçtiğinde dikkatlerin o yabancının üzerinde olduğu bir mahalle. Herkesin birbirine aşina olduğu,çocukların sokakta güven ile oynayabildiği bir mahalle. Anne babalar kadar komşuların da çocuklara,gençlere sahip çıktığı bir mahalle.

Biz yaz tatillerini dedelerimizin yanında geçirir onlarla birlikte seyahatler yapardık. Tatil boyunca değişik oyuncaklarımız olurdu. İçimize sinmezdi bizde olan,arkadaşlarımızda olmayan oyuncaklarımız. Babam arkadaşlarımıza da alırdı bize aldığı oyuncaklardan.

Bir anda popüler olan oyunlar,oyuncaklar olurdu çocuklar arasında. Torneti bilir herkes. Tornet gibi,tahta kılıç ve ok gibi. Babam kardeşime yaparken onun arkadaşlarından isteyenlere de yapardı. Başkalarında olmayan sahip olduklarımız ezer,utandırır ,üzerdi.

Aileler göz kalmasından,göz hakkından çok çekinir paylaşmayacaklarını gizlerlerdi .

Elma şekeri,simit,renkli macun satanlar geçerdi bazen sokaktan. Gel derdi büyüklerden biri. Ver bakalım çocuklara birer tane.

Benim çocukluğumdan bu yana çok sular aktı köprülerden. Kendi çocuklarımı ben dışarda başlarında dururken bırakabildim dışarda oynamaya. İnsanlar en büyük zararları komşularından gördüler çünkü. Evlerine,sitelerine kapandılar. Yanlız kendi çocuklarını sevdiler. O dışarıya kapanan kapılar sanal aleme açıldı. Bir çoğu hayallerini sergilemeye başladılar orada,gerçek niyetine. İçinde bulunduğu andan,hayattan gerçek anlamda tat alamayanlar ,izledikleri kişilerin her birinden parça parça hayal toplar oldular. Hissettikleri yenilgi,geride kalmışlık,eksiklik duygularını gidermek için ,evirip,çevirerek kendi takipçilerine sergilemek üzere.

Sosyal düzenin adab-ı muaşeret kuralları önce değersizleştirildi,sonra yok edildi. Gerçek bir çevre olmadığından olsa gerek

insana saygı,sevgi,empati halka halka küçülerek büzüldü. Sadece kendini sever oldu insan. Sanal kişilikler normalde yapamayacakları her türlü yanlışı,ayıbı işlemekte bir mahsur görmediler diğerlerine karşı. Yalan hayatlardan,kaba saba davranışlar sergilendi edebin şaşıp kaldığı.

Şimdi yine öyle eski mahalleler kalmıştır belki bir yerlerde. Kibar,zarif,sevgi dolu. Yemeğin ,acının,hayatın paylaşıldığı,mutluluğun belki mutsuz olan vardır diye gözlere sokulmayıp gizlendiği sokaklar. Paylaştıkça mutluluk çoğaltan,acıları paylaşarak yok edenler. Kendileri için istediklerini diğerleri için de isteyip,onun için çabalayanlar...

Öyle insanlar kalmıştır biryerlerde.

Var mı bilip tanıyan?

39 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

1 comentario


esmaulu
11 oct 2018

Yüreklere dokunası bir yazı 💐🌸💮

Me gusta
bottom of page