top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Bizim halimiz şimşeklere benzer...

Güncelleme tarihi: 28 Eyl 2018

Dün aniden değişti hava. Aniden diyorum ama bizim gördüğümüz aniden. Yoksa birkaç gündür hava durumunun ani değişeceği konusunda uyarıları vardı uzmanların.

Rutin yürüyüşümü yaptım sahilde kıyıyı döven dalgalar arasında. Bu sene gördüğüm en yüksek dalgalar kıyıdaki evlerin bahçe duvarlarına vurduktan sonra tatlı bir hışırtı ile çakıl taşlarının arasından geri çekiliyor. İnanılmaz tatlı bir ses. Video yükleyemiyorum buraya. Çok isterdim okuyanlara o sesi de dinletebilmeyi.

Birgün önce yumuşacık bastığım kurumuş yosun yastıklar yok artık. Onları sert,hırçın dalgalar geri çekilirken denizin derinliklerine doğru alıp gittiler. Küçük çakıl taşları ve kumlar da onlarla birlikte denizin derinliklerindeler. Siyah büyük taş parçaları artık sahile egemen olanlar.

Yolumun üzerinde ufak bir yengeç savruluyor dalgalar ile birlikte bir ileri, bir geri. Geri çekildiğinde dalga aradaki süreçte yakındaki büyük taşın üzerine çıksa etkilenmiyecek dalgaların birbiri ardına gelen darbelerinden. O ise aradaki boşlukta kıyı boyu hızla koşmaya çalışıyor.

Anlasa dilimden desem ki ona;

- Kıyı boyu değil ,şu görünen kuru yükseltiye koş. Belli ki dalgalar erişmiyor oraya...



Ne kadar yukardan,ne kadar bilerek ve ne kadar geniş açı ile görüp değerlendirdiğine göre değişir önündeki yol ile alakalı görüşleri yolcunun. Bu yengeç gibi sıkıntıda kalmış,görüş alanı daralmış panik içinde koşup durduğunda çıkamaz içinde bulunduğu hallerden. Durduğu yer farklı olan bir bilen ,görüş bildirdiğinde yol ile alakalı,çok ciddiye almalı onu.

Sakinlik de çok önemli görünen. Şöyle bir etrafına baksa çılgınlar gibi koşmadan önce belki kendi de farkedecek ne yapması gerektiğini.

Durduğu yer farklı olan bir bilen,hele bir de kendine ilham olunanlardan ise mekan dürülür,mekanlar aşılır, kaybetmeye yakın olan kazanan oluverir birden. Hz Ömer geldi aklıma. Ondan bahsediyorum. Hani hutbe verilirken hutbesini kesip ta uzaktaki kumandanı Sariyeye dağa çekilmesi için seslenmiş ,Sariye de onu duyup dağa çekilip kaybetmekte olduğu savaşı kazanmıştı. Şahitleri var. Olmuş,yaşanmış. Allah dilemiş,lütfetmiş,vesile etmiş. Mekan dürülmüş. Biri görmüş kilometrelerce ötesini,biri işitmiş o mesafeden sesini.

Ya hz Yakup.

Yusuf’unun kokusu ta ötelerden geldiğinde burnuna. Sormuşlar ona.

-Mısır'dan Kenan'a gönderilen, sana doğru gelen Yusuf'un gömleğinin kokusunu uzaktan duydun. Yusuf'u kardeşleri kuyuya attığında o yanı başındaki kuyudaydı. Niçin onu kuyuda göremedin ve yakında kokusunu duymadın?"

Hz. Yakup şöyle cevap vermiş:

-“Bizim halimiz şimşeklere benzer. Bazen yüksekten çakar her tarafı görür gibi oluruz, bazen de ayağımızın üstünü göremeyiz." Şad-i Şirazi. Gülistan.

Deniz,deli dalgalar,bir ufak yengeç,hz Ömer,hz Yakub. Bugünkü seyrimiz de böyle.

Sonbahar yüzünü gösterdi buralarda. Hoşgeldi Sefa’lar getirdi.

Gününüz güzel geçsin inş.

18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


bottom of page