top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Brain rot- Beyin çürümesi.

Güncelleme tarihi: 8 Ara

   Ringneck diye de bilinen Pakistan papağanları. Adlarını boyunlarındaki halkadan alıyorlar. Anavatanları Asya. İstanbulda da bolca varlar. İstanbul papağanları diye anılıyorlar. Seslerinden biliniyorlar görünmeseler de. Çığlık çığlık varlıklarını ilan ediyorlar.

   Kargalardan bizarlar.

   Koruda yaşayanlarından hemen her gün selamlaştığımız bir aile var. Bu aile yuvalarına yaprak taşımışlar,dekoru değiştirmişler sandım ilk bakışta. Öyle görünüyor çünkü. Sarının kızıla dönük tonu ışıldıyor giriş yaptıkları oval siyah deliğin üst kısmında. Sanki kuru bir yaprağı asıvermişler gibi.

   Bakış açımı değiştirince anladım ki yaprak zannettiğim yuvanın girişinden geçerek , girişin tam karşısına yansıyan güneş ışışığıymış.

   Muhtemelen kendileri oydular bir budak yerinden yuvalarını. Oval bir kara delik. Kapı mı pencere mi desem. Bazı kereler orada görüyoruz onları. Bazen bir, bazen iki. Üç oldukları da  oldu. Pencereden bakar gibi dişarıyı izliyor girişine tüneyerek.

   Esselamü aleyküm diye sesleniyorum. Merhaba diyor  yanımdakiler. Bunlara selam vermeyi öğreteceğim diyorum. Kafasını ileri uzatıp, hafif yan çevirerek bakıyor, ilerleyişimizi takip ediyor.

   Hep aynı kuşlar mı yuvanın sahipleri yoksa değişiyorlar mı anlamak zor uzaktan. Seslenişlerimize tepki vermelerine bakarak hep aynı papağanlar olduklarını var sayıyorum.    

    Her geçişimizde selam vererek devam ediyorum yürüyüşe. Ağaçlar ve başka yaratılmışlar da kaydediyordur belki. Çimenler, orman gülleri, korunun asırlık ağaçları çamlar, çınarlar.

   Hafızalarına kaydedilmiş milyarlarca görüntünün arasına iliştiriveriyorlardır selamımı.

   Kim bilir belki de öğreniler selamlaşmayı da birgün cevap verirler bana.


   5 sene geçmiş covit 19 virüsünün hayatlarımızı etkilemeye başlamasının üzerinden.

   Gazze’deki son soykırım dalgasının üzerinden de 426 gün geçti. Ömür akıp gidiyor. Tepkiler kayıtlı.

   İmtihanı oldu insanlığın koronavirüs . Can aldı, can yaktı. Geçti gitti dediler bazıları. Bazı bilenler daha uzun süre beklendik, beklenmedik etkileri olacak , hatta belki daha da yıkıcı olacak dediler.

  Bazı bilenler, long covit symptoms -uzamış covit etkileri konusunda haklı çıktı. Yapılan bir araştırmada görülmüş ki, Koronavirüsün insan hücresine girebilmek için kullandığı spike proteinleri, kafatasındaki bu gizli geçitlerde 'çöp gibi' birikiyor, hatta yıllarca burada gizlenerek beyin yüzeyine sızabiliyor. Hastalık  atlatıldığında bile yıllarca beynin koruyucu katmanlarında, kafatası kemik iliğinde kalabiliyor. Üç boyutlu haritalandırma sayesinde Wuhan'da ilk çıkan orijinal virüsün sadece akciğerlere yerleştiği, daha sonraki varyantların ise mideden kalbe, akciğerden böbreklere, hatta testis ve yumurtalıklara kadar neredeyse her organa yerleşebiliyor olduğu tespit edilmiş. Görsel olarak da ortaya konulmuş. Bu araştırmayı bloğa koyacağım.  Detaylı bilgi isteyen bakabilir.

    Bu bilgi burda dursun.

  Oxford Sözlüğü her yılın bu günlerinde yılın kelimesini belirliyormuş. Bu yılın kelimesi “brain rot”. Brain rot- beyin çürümesi,zihni uyuşturan içeriklerle dolu ekranı sonsuz ve süresiz  kaydırmanın etkilerini tanımlıyor.

  Şimdi de hayatımıza iyice yerleşmeye başlayan yapay zekaya bir göz atalım. İnsanların yerine yazan, çizen, kritik yapan, düşünen yapay zekaya. Günümüz insanları yapmaları  gereken makaleleri, çizimleri,modelleri, değerlendirmeleri yapay zekaya yaptırıyorlar. Bu konu o kadar gelişti ki geçenlerde rastladığım bir yazılım yapay zekanın suni dili anlaşılmasın diye kişinin kendi tarzı ile yazabilen yapay zekanın  reklamını yapıyordu.

   Hemen her aradığı parmağının tek hareketi ile önüne açılan insan, beyni yerine yapay zekayı kullanmaya devam ettikçe, yapay zeka, beyin ürünlerini   kusursuzca üretmeye devam ettikçe atıl kalan beyinler dumura uğrayacak görünüyor.    

   Kullanılmayan herşey tozlanır, paslanır ve çürür.

Bu koronavirüsün uzamış etkisinden çok daha vahim insan ve insanlık için.





61 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Üç nasihat.

Dün yeni bir hasbihal günüydü sanal alemdeki dostlarla. Yazmayı düşündüğüm konu hazırdı, yükleyemedim.   Kısmet bugüneymiş. Küme küme gri...

“ Sabekat rahmeti alâ gadabî“

Bir güzel günden bir an paylaşmak istiyordum. Gün güzeldi. Günü güzelleştiren gönlü ısıtan davranışlarla zenginleşmişti. Dostun dosta...

Comments


bottom of page