top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

İçimizdeki kalabalıklar.

Lodos,fırtına şeklinde esip hiç kar yağmamışa döndürdü manzarayı. Şiddetle esen güçlü rüzgar,sonbaharın son kalıntıları olan yaprakları da silip süpürdü. Bahçeler tertemiz.

Karakış rüzgarları dermiş eskiler, bu esip savuran rüzgara. Ardından yağmur gelirmiş genelde.

Uzaklara yağıyor olmalı ki bir de muhteşem gökkuşağı eklendi gördüğümüz güzelliklere.

Geçenlerde yazmıştım sadeleştirilmiş yaşama akımı, sade veya minimalist yaşam hakkında. Sade yaşam dediğimizde nedense hep ilk akla gelen kıyafet ve ev eşyası hakkında,onları eleyip sadeleştirme ve sadeleştirdiklerini düzenlemesi oluyor. Özden ziyade ambalaja odaklanmış zihin işleyişinin sonucu bu .

Oysa insanın maksadı hedefi doğrultusunda onu saptıran dağınıklıktan kurtulup yolunu açmak.

Nedir hedef.?

Şehadet getirip,amentüye inanan insan için hedef bellidir. Hedefine ulaşmak için yapması gerekenler de öyle.

Onun dışındaki herşey sırtındaki yüktür.

Bugün telefonuma kaydettiğim bir bilgiyi bulmam gereken süre içinde bulamadım. Şaşırdım. Telaşlandım. Sonrasında farkına vardım ki çok fazla lüzumsuz uygulama yüklemişim. Çokluğun içinde yokluktu yaşadığım. Aradığıma ulaşamadım.

Eleyip,silip,düzenledim. Sınıflandırıp ayırdım. Sayfalar dolusu uygulama birkaç kutucuğa iniverdi. Ferahlık,açıklık ve aydınlık sardı ekranı.

Aynı telefonun hafızasında yaptığım gibi, insanın hafızasının ,zihninin ve hayatının içinde kalabalık eden ve lüzumsuz olanların ayıklanması önemli.

Dağınık bir çokluk bulandırır insanın zihnini . Ancak birbirini gerektiriyor gibi görünse de işin aslı, insanın hayatındaki her türlü hedef saptıran dağınıklık zihnindekinin yansıması.

Bu kalabalık ve dağınıklığın en baş sebeplerinden biri dedikodu. Bir dost toplantısından,okuduğumuz gazeteye, evimizin baş köşesine yerleşmiş ekrana kadar hemen heryerde karşımıza çıkan kişiyi ilgilendirmeyen başkaları hakkında bilgiler. Kim ne yapmış,ne demiş,ne yemiş. Kiminle gezmiş,kimi sevmiş...

Nasrettin hocanın o çok bilinen fıkrasındaki gibi olmalı dışardan gelen diğer insanlar ile alakalı,bizi ilgilendirmeyen haber ve bilgilere tepkimiz.

Hani haber vermiş biri. Hocam demiş.Koca bir tepsi baklava tepsisi elinde birisi gidiyor şu tarafa. Hoca merhum gülmüş. Banane diyerek omuz silkip devam etmiş yoluna. Ardından koşmuş diğeri. Ama demiş sizin eve doğru gidiyor. Ee demiş hoca. O zaman sanane.

Bunun yanında Zihnin işleyiş tarzını hüsn-ü zan üzerine kurmak da güzel bakıp,güzel gördürmeyi,korkuları ,endişeleri,çirkinlikleri ayıklamayı kolaylaştırır.

Kulak tıkadığında olumsuz ve çirkin seslerin tümüne ,yer açılır hedefe doğru yeni bağlantılar oluşur zihinde.

Ancak peygamberimizin buyurduğu gibi,

“Dikkat ediniz vücudda bir et parçası vardır, o iyi olunca vücûdun tamamı iyi olur; o fâsid olunca diğerleri de fâsid olur”

“Her bir güzel olan şeye güzellik gönülden gelir.”der Mevlana da.

Gönül süslenip bezenmeli. Ayıklayıp,elemeye gönülden başlamak gerek ilk önce.


24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page