top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Karıncalar gibi...

Sabahın ilk saatleri hastahanenin 8.kat pencereden izliyorum İnsanları. Karıncalar gibi bir telaş içinde herbiri kendi çizgisinde oradan oraya koşturup duruyorlar. Hemen hepsi temelde eve ekmek götürme derdinde. Bir seyrüsefer.

Hayat bu.Herkes kendi koşuşturması içinde,kendi kabının aldığı kadar özümser hayatı. Amel defterini yazar.

İnsan, bir çok şeyi doğduktan sonra ,dünyayı gözleyerek öğrenir. Kendince yorumlar, özelleştirir. Konuşma gibi ,okuyup,yazma gibi.

Durmadan gelişir,isim alır,kendi olur.

Ayrıca Yaratılıştan gelen bir takım özellikler var sahip olduğu. Hiç bir dini bilgiye ulaşmış olmasa bile fıtraten,Hz ibrahim gibi kendine verilen sezgisel süzgeçten geçirerek rabbine ulaşabilir.Bu kabiliyette yaratılmıştır. Ancak bu Allah vergisi ,herkese nasip olmayan bir lutuftur.

Yaratılışındaki fıtrata binaen insan kötü ahlakı sevmez.Nefsin en sevdiği, kalbin ise en çok nefret ettiği kibiri, kibir sahibini ,övüneni sevmez mesela.

Güzel ahlak ve tevazu cezbeder,sevdirir sahibini. Mütevazileştikçe insan yükselir,benzersizleşir.

Kuluz ya fıtratımız sevmese bile yüzümüzü ağartmayabilir hayat yolunda biriktirdiklerimiz.

Aklımıza geldikçe gözlerimizden yaş akıtıp, bizi pişmanlıkla kıvrandıran.

Bile bile veya bilmeden yaptığımız yanlış çoktur.

Dua eder, hiç yapmamış olmayı dileriz.

Tevbe eder,kabulünü bekleriz.

Bu hadis-i şerif umudumuz olur.

“Allahü teâlâ, tevbe edenin tevbesinden dolayı, susamış kimsenin, suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve bir şey kaybedenin o yitiğini bulmasından daha çok sevinir. Her kim içten ve bir daha günaha dönmemek üzere Allah’a tevbe ederse, Allah da onun günahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve günah işlediği yere, bütün bunlara günahlarını unutturur.”

[Ebu-l-Abbas]

20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Babam.

Comentários


bottom of page