top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Kiminin kasesinde çakıl,kimininkinde zümrüt, yakut var.

  

Aniden soğumuştu hava uzmanların tahmin ettikleri gibi. Ardından peyderpey yükselirken sıcaklık, gökyüzü de mavisine kavuşuyor bulutlu, karanlık günlerden sonra. Ağaç yaprakları sarıdan kızıla renklenerek dökülmeye hazırlanıyor. Kuşlar cıvıldıyor diyemiyorum, bağrışıyor.

Sonbahar hükmünü sürüyor hayatımızda .

Güneyimiz yanıyor. Yetkili ağızlara göre sınırlarımıza dayanması muhtemel bir ateş yanan.

Çeşit çeşit konuşuyor, yorumluyor bilenler kadar bilmeyenler.

Baktığı ve durduğu yere göre değişiyor insanın gördükleri. Aynı yere baksa da gördükleri,etkilendikleri, hatırladıkları farklı farklı oluyor bir diğerinden.

Onun için bir kakafoni yükseliyor kulak verilen heryerden.

Zaman akıp gidiyor sel gibi geride tortular bırakıyor. Bu tortular da ,süzgecinin durumuna göre herkeste ayrı .

Kiminin kasesi çakıl dolu , kiminde biriken cevher.

Kum topladığı için insanların çoğu, kendini tekrar edip gidiyor hayat. Zira şairin dediği gibi,

“İbret alınsaydı tekerrür mü ederdi.”-1-

Hergün insanoğlunun kasesinde birikenleri görüp ,farkedenler bir gün belirlemişler dünya İyilik günü diye. Tarihte anlaşamamışlar. Dünyada 13 Kasım derlerken bizde birileri 6 Ocak demişler. Maksatları çakıl taşları ,kum ve çamur kadar,herkese yetecek kadar altın da olduğunu anlatmak yeryüzünde.

13 Kasım benim tarihimde çok önemli, acı dolu. Birilerinin bu tarihe iyilik yüklemesi düşündürdü beni.

    Yeryüzü çok çeşitli,çok renkli... Baş döndüren  tatlar barındırıyor içinde. İyilikler,güzellikler kadar çirkinlikler ve kötülükler de boy gösteriyor.

     Dünya değiştirenler  arasında iyilik ve hayr ile anılanlar olduğu kadar , aksi de mevcut.

   Hayatın her aşamasında,her katagoride kötülüklerden çok İyilikler kayıtlı. Yazılıp ,söylenmesede sağ elinin verdiğini sol eli duymadan verenler, aklın almayacağı kadar büyük hayrlar işleyenler var.

       İlla çok büyük bir şeyler olması gerekmiyor İyilik için. Birinin yüzüne kondurabildiği  gülümseme,içine verdiği sıcaklık  yeterli . Gelip geçilen yollardan,başkalarının ayaklarına değmesin diye kaldırılan bir taş kafi...

    Geçmişten günümüze vakıflar, dernekler  var bu ufak iyilikleri amaç edinmiş.

     Toplumsal   iyilik birlikleri, iyilik orduları diyorum onlara . Çok önemliler. Ama bu birlikteliklerde sağ elin verdiğini cümle alem duyuyor. İşin içine bir yanda 32 dişin göründüğü geniş gülümsemeler, diğer yanda utanmış rahatsız olmuş bakışlar,patlayan objektifler giriyor.

    Niyetler karışıyor. Yapılan işin tadı  kaçıyor.

     İyiliklere bir gün ayırmak, toplayıp kanalize etmek,duyurmak bir takım mahsurları da olan iyi niyetli çabalar.

      Ancak, güzel ahlaklı, merhametli, fedakar olmak, İyi düşünmek ,İyilik yapmak bir yaşam biçimi olmalı hayatın her saniyesinde etkisi olan.

      Bugün seçtiğim iki yapması çok zor bireysel iyilik hikayesi var bir kaç sene önceden.

  Sonradan cümle alem duymuş  toplumsal hale gelmiş.

      Konu komşuya güvenin sıfırlandığı günümüzde, bu hikayeleri dinlediğinde altın bulmuş gibi oluyor insan.

       İki hikaye de  dünyanın farklı ülkelerinden. Lokmasını,evini,hayatını paylaşanların hikayesi.

       Her ikisi de birbirine benziyor. Biri kanserden ölen komşusunun üç çocuğunu,kendi beş çocuğu ile büyütme kararı almış yetiştirme yurduna gitmesinler diye.

       Evin mutfak dahil her odası yatak olmuş sekiz çocukla. İşin ilginç tarafı çocukları da hiç tepki göstermemişler olumsuz anlamda.

       Diğeri de  yine yabancı bir ülkeden kanserden ölen arkadaşının dört kızını evlat edinmiş. Kendi iki çocuğuna ilave olarak.

       Sonradan her ikisi de duyulmuş ve yardım almışlar. Objektiflere gülen yüzleri var poz poz.

     Bir hikaye de bizden var. Yeni.

    93 yaşında 60 senedir engelli çocuklarına bakan bir anne.

   Anne olduğu için fedakarlığı normal görülebilir ama yaşına ve evlatlarına adadığı 60 seneye bakılınca fedakarlığını anlatacak kelime bulmak zor olur.

   Hayrlı cumalar.


1-"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? [Safahat: Yedinci Kitap]. Mehmet Akif


54 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Her insan bir biyografi yazarıdır.

Kapılar yeni manzaralar demek geçince, görünen  afakta.    Etrafına örülmüş duvarların sınırı sona erer kişi bir kapıdan geçip ileriye...

Fazilet hissi, Allah korkusundandır.

Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır;    Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.    Mehmet Akif Ersoy’un mısralarında...

Comments


bottom of page