Manevi sızının fiziksel etkisi.

Kaç günün puslu havasını geride bırakarak bugün mavisine kavuşmuş görünüyor gökyüzü. Beyaz bulutlarla süslü maviliğin ferahlatıcı etkisisi var ruhumuzda.

Bayramın kırık kalplerini yazacağım bugün. Taif yolculuğunun bugünün gönüllerine kadar düşen kırgınlığından yola çıkalım istedim.

Peygamberimiz efendimizin Taif yolculuğu derinden etkiler ümmetini.

Efendimiz,Taif’te taşlandığında yalnızca bedeni değil, gönlü de yara almış olmalı.

Yakarışı anlatıyor.

“Allah'ım! Kuvvetsiz ve çaresiz kaldığımı, halk nazarında hakîr görüldüğümü ancak sana arzeder, sana şikâyet ederim."

"Ey merhametlilerin merhametlisi olan Allah! Herkesin hakir görüp de dalına bindiği, çaresizlerin Rabbi ancak Sensin. Benim Rabbim de ancak Sensin. Sen, beni kötü huylu, yüzsüz bir düşman eline düşürmeyecek kadar merhamet sahibisin."

"Allah'ım! Yeter ki, Senin gazabına uğramayayım. Ne çekersem ona katlanırım. Fakat senin af ve mağfiretin bunları bana yaptırmayacak kadar geniştir."

"Allah'ım! Senin gazabına uğramaktan, İlâhi rızandan uzak durmaktan, Senin o zulmetleri aydınlatan ve âhiret işlerini yoluna koyan İlâhi nuruna sığınırım!"

"Allah'ım! Sen razı oluncaya kadar, affını dilerim! Allah'ım! Her kuvvet, her kudret ancak seninle kâimdir!.. -1-

Efendimizin bu niyazı, kırık bir kalbin duygularını gönülleri onarana en içten arz edilişiydi.

Sonra ne oldu?

Dip not olarak koyayım. -2-

Devamında ettiği dua kırgın gönlünün,ümmetine olan merhametini anlatan, affa dönüşen duasıydı. Onunla nokta koyayım.

“Hayır! Belki onların soyundan Allah’a kulluk edenler gelir.”

…

Kalp, gönül, yürek…

Can,dil, fuâd…

Daha pek çok isim ve diğer ile biliriz onu. Atar durur emir gelinceye kadar göğsümüzde.

Kalp, malum anatomik bir organ. Göğüs boşluğunda, kanın devrini sağlamak için çalışıp duran bir kas pompası. -3-

Gönül ise, duyguların, hislerin, sevginin ve diğer duygusal tepkilerin kaynağı.

Kalp, vücudumuzun hayati bir parçası olarak işlev görürken, gönül, insanın iç dünyasına işaret eder ve kişinin hayat deneyiminin daha enfüsi yönlerini ifade eder.

Böylece ayrılır birbirinden kalp ve gönül.

“Akılla kalp buluştuğunda, gönül devreye girer… diye yazmıştı Yusuf kaplan bir keresinde.

Burdan bakınca kalp kırılması ve gönül kırılması aynı şey değil.

Önce gönül kırılıyor sonra kalp. Kalbi kırıldığında da gerçekten kırılıyor yeni keşiflere göre-4-

Sırça saray bu yüzden bir ismi de.

Birinin sırça sarayı yer ile yeksan olduğunda bu duygusal bir zedelenmenin dışında fiziksel bir yaralanmayı da anlatıyor bilenlere.

Okuduğuma göre,Kırık Kalp Sendromu olarak biliniyor. Kalbin sol ventrikülünün geçici olarak şekil değiştirmesiyle karakterize. Bu şekil, Japon balıkçıların ahtapot yakalamak için kullandığı “takotsubo” adlı küp benzeri bir kaba benzediği için Takotsubo Kardiyomiyopatisi olarak isimlendirilmiş. Bu yaralanma genellikle ani ve yoğun duygusal veya fiziksel stres sonrası ortaya çıkıyor, kalp krizini andırıyor ve bir kaç hafta içinde , destekleyici tedavi ile birlikte iyileşiyor.

Kalp,Kur’an-ı Kerim’de , manevi idrak merkezi olarak tanımlanır. Bakara Suresi 10. ayette, “Kalplerinde bir hastalık vardır; Allah da onların hastalığını artırmıştır.” buyrulur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Dikkat edin! Vücutta bir et parçası vardır; o iyi olursa bütün vücut iyi olur, o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” buyurarak kalbin idrak merkezi olarak liderliğine dikkat çeker.

Kibir,ucub,haset, riya,gaflet,katılık, merhametsizlik kalbin manevi hastalıklarına örnek olarak verilebilir. Bu hastalıkların herbirinin beden üzerindeki olumsuz etkileri bilinir.

Gazâlî, İhyâ’da kalbin ruhsal hastalıklarını anlatırken, bunların beden üzerindeki etkilerine de değinir. Ona göre, üzüntü, stres ve kırgınlık uzun sürdüğünde:

• Kalp yavaş yavaş katılaşır ve duygusal çöküntü başlar.

• Beden, sürekli hastalıklara açık hale gelir. Çünkü ruhu sıkıntıya giren bir insanın bağışıklık sistemi zayıflar.

• Kırgınlık, öfke ve stres kalp hastalıklarını artırır. Çünkü sürekli üzülen bir insanın kalp ritmi bozulur.

Ruhu ve bedeni bozan hastalıklar tevbe, zikir ve dua ile kalpteki tedavi edilir.

“Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Ra’d Suresi, 28. ayet)

“Kalbin cilası zikir, pası ise gaflettir. Bir insanın kalbi, kendisine yapılan haksızlıklar ve kırgınlıklarla kararırsa, zamanla o kalp katılaşır ve artık hakikati görmez olur.” (İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kalp kırılmasına gelince onu tamir etmenin ilk adımı, gönül yarasını kabullenmek ve onarmaya çalışmak ve onu Efendimizin Taif’te yaptığı gibi kalpleri onarana havale etmektir.

Sonrasında şifa , bazen peygamberimiz efendimizin duasında olduğu gibi affetmekte, bazen dua etmekte, bazen de sabır ile gelir.

Kırık bir kalbi onarmak kıymetli bir ameldir. Çünkü bir Hadis-i Kudsi’de Rabbimiz,

“Ben, kalbi kırık olan kullarımın yanındayım.” -5-

Buyurur.

Peygamber’imiz (s.a.v) gelir ve hal arz ederler,

“Ya Rasulallah, kalbim çok katılaştı, hiçbir şeyden huzur bulamıyorum.”

Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:

“Bir yetimin başını okşa, bir gönlü sevindir. O zaman kalbin yumuşar.”-6-

Dua ile…