top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Mürg-i Zeyrekler.

Lokman suresi 19. Ayette “Ne çok yavaş, ne de koşarak, vasat bir şekilde yürü!” Buyuruyor rabbimiz.

  Hemen her muhabbette, bir vesile her danıştığımızda hekimler ve dostlar tarafından da yürümek tavsiye ediliyor herbirimize.

   Bir adımı diğerinin önüne atarak ilerlemek.

Yürümek.

  “Yürüyüşü gayet vakarlı, ne yavaş, ne de pek süratli idi. Yürürken, göğsünü gere gere dimdik yürümez, hafif öne meyilli, yokuştan aşağı iner gibi bir tavırla yürürlerdi.” Cümleleri ile tasvir edilen edilen Efendimiz (sav) yürüyüşüne benzeterek yürümek.

  Sarsak titrek korkarak ilk adımı attığımızdan bu yana yürüyoruz.

   Yetmiyor. Sayıp ölçüyorlar. Az geliyor. Hep daha fazla olmalı diyorlar.   

  Yürüyoruz biz de.

   Mavi gökyüzünde, denizdeki yelkenliler misali  seyran eden beyaz bulutlara doğru boy vermiş yeşil ağaçlar. Dallarında kuşlar.

   Papağanlar, sığırcıklar,kargalar.

   Muhabbetleri kendilerince. Süleyman peygambere malumdu bizlere meçhul.

   İşiteni içine alıveren cıvıltılar  aleminde sığırcık korosunun konseri eşlik ediyor bu sefer adımlarımıza.

    Kimi zaman hava akımına kapılmış siyah bir tül gibi salındıklarını görürüz onların. Büyük gruplar halinde döner, eğilir, bükülür, halden hale girerler.

    Mürg-i Zeyrek (sığırcık) anlayışlı kuş derler farisîler. Birlikten doğan güçü keşfetmişler. Toplu hareket etmeleri savunma amaçlı imiş.

    Kuşlar ve çocuklar.

    Yeryüzünün masumları.

    Öyle ki, hayaller  kuşların kanatlarında taşınır,kuşların sırtında gezer kahramanlar.

  Kuşlar örnek olsa insanlara.

  İnsanlar kuşlardan ibret alsa.

   Çünkü,Mehmet Akif’in dediği gibi ,

  “Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.    

   Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”


    Ağaçlar, kuşlar ve çocuklar.

    Çocuklar ölüyor, ağaçlar ve kuşlar yasta.

  Kuşların senfonisi onu mu anlatıyor?


  Kulak verenlerin duygusal olarak anlatılmaya çalışılanı anlayabildiği evrensel dil müzik.

   Anladığına göre de ruh hali bir anda değişebilir. Zira yaptığı çağrışımlarla insanın mazisine dahi dokunabilir.

   Çeşitli gamlar kullanarak ülkeler gezdirebilir.

   Bu cıvıltılar nereye götürdü beni.?

   Şu duyduklarımın,ağaç hışırtısı, kuşların cıvıltısı, dalgaların çırpınışı, rüzgârın uğultusu gibi ritimleri olanların  yanında duyulmayan sesler de mevcut dikkat kesildiğinde. Evren bir koro adeta.

   Kulak verdiğinde gezmediği diyar, geçmediği derya kalmıyor insanın.

   Sığırcıklar meyvesiz ağaçlara birlikte konup kalktıkları gibi meyve ağaçlarına da toplu konarlar. Aynı anda birlikte yerler yani.

Meyve ağaçlarının alt dalları çocukların, üst dalları da kuşlarındır malum. Kışın Trabzon hurmasının dallarında görürsünüz onları.

   Dramatik bir birlikteliktir sığırcıkların hurma ağacı ile birlikteliği. Bir başka zaman yazalım onu da.

   Adımlarken yeryüzünü kuşların kanatlarında gönül gezdirdim. Kah gökyüzüne baktım kah yeryüzüne.

   Kuşbakışı herşey bir başka gözüktü. Hayata sağdan, soldan değil de kuşbakışı bakmak lazım vesselam.

    Şikayetçiyiz ya gidişattan. Ümit kesmek üzereyiz insanlıktan.

    Öyle de değil. Yeryüzünde kötülük yapanlar  kadar iyilik yapanlar var.

    İnsanlar arasındaki güven oluşumuna katkıda bulunarak iyiliği çoğaltan  bir simit satıcısı bugünün haberi.

  Tezgahı boş namaz saatlerinde. Üzerinde bir yazı.

   “Namazdayım. Al ve ücretini bırak”

   Bir diğer güzellik de İstanbul dışından. Sabah dükkanını açan esnaf içinde, karınca kararınca bir ikram olan beş tl ve bereket duası yazılı zarflar bulmuş. Şaşırmış ve sevinmişler. Bir hoş tebessüm gelmiş konmuş yüzlerine.

:)

Hayrlı cumalar.


    


1-)

“Rahman olan Allah Teâlâ'nın salih kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürürler.” (Furkan, 25/63)

“Yeryüzünde büyüklük taslayarak yürüme. Sen ne yeri yarabilir, ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.” (İsra, 17/37)

“Gururlanıp insanlardan yüzünü çevirme; yeryüzünde kasılarak yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve övünenleri sevmez.”(Lokman, 31/18)







58 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Her insan bir biyografi yazarıdır.

Kapılar yeni manzaralar demek geçince, görünen  afakta.    Etrafına örülmüş duvarların sınırı sona erer kişi bir kapıdan geçip ileriye...

Fazilet hissi, Allah korkusundandır.

Ne irfandır veren ahlâka yükseklik, ne vicdandır;    Fazîlet hissi insanlarda Allah korkusundandır.    Mehmet Akif Ersoy’un mısralarında...

댓글


bottom of page