top of page

Ramazan’ı yaşarken, Ramazan’la değişmek.

Yazarın fotoğrafı: hümahüma

Fotoğrafta,üzerine ışık vurmuş parlayanlar, erik ağacının beyaz çiçekleri. O minik çiçeklerin açışında saklı bir kışın sabrı, bir baharın müjdesi var.

   Arkadaki kuru, çıplak dallar, kışın izlerini taşıyor hala. Uykudalar.

   Yeşil yapraklar ise bir köprü gibi bu iki zaman dilimi arasında duruyor.

   Ne tamamen bahar ne de tamamen kış. Bir geçişin içinde olmak, değişimin ortasında bulunmak…

   Gökyüzü berrak ve mavi, tıpkı bir nefes almak gibi.

   Fotoğrafı dün çektim.Fotoğraftaki erik ağacı kar yağmadan önce de çiçeklenmişti her dalından.  Kar yığılıp, başını eğdiğinde , buzlar sarktığında dallarından dondu zannettim.

   Gördüm ki yeşermiş, çiçek açma derdinde, hayatın içinde kışın da baharın da birlikte var olduğunu  ve sabredenlerin sonunda çiçek açacağını fısıldıyor.

   Ramazan da böyledir ya; bekleyeni yeşertir, sabredeni tazeler.

   Ramazan, sadece bir zaman dilimi değil, insanın iç dünyasında bir dönüşüm sürecidir. Bedeni disipline ederken, ruhu besleyen, insanın varoluşunu yeniden şekillendiren bir inşa dönemi.

    Asıl mesele Ramazan’ı yaşarken, Ramazan’la değişmek.

   Tıpkı bir tırtılın kozasına çekilip kelebek olarak çıkması gibi, insan da Ramazan’da nefsini terbiye eder, ruhunu arındırır ve sonunda daha hafif, daha özgür, daha güçlü bir hâle gelir.


   Kur’ân-ı Kerîm, Ramazan’ın bu dönüşüm sürecini bir hidayet, rehberlik ve arınma vesilesi olarak tanımlar:


O (sayılı günler), doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur’an’ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, başka günlerden sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu göstermesinden ötürü Allah’ı tazimle anmanız için ve şükredesiniz diye (uygun hükümler gönderiyor).”

(Bakara, 2/185)


   Bu ayet, Ramazan’ın günümüzde yaşadığımız gibi sahur ve iftar arasında geçen yalnızca bir açlık ve tokluk meselesi olmadığını, insanı nefsen, ruhen ve zihnen yeniden şekillendiren bir süreç olduğunu gösterir.

   Asıl ramazan Kur’ân ile hemhal olup,onunla dirilmektir.

  Ramazan, bedenin yüklerinden arındığı, ruhun beslendiği  bir iklimdir. Tıpkı kelebeğin, kozada dönüşüme uğraması gibi, insan da bu ayda içsel bir arayış, saflaşma ve yeniden doğuş sürecinden geçer.

   

  

Peygamber Efendimiz (sav), orucun insan üzerindeki bu etkisini şöyle ifade eder:


“Oruç kalkandır. Oruçlu kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Birisi kendisine sataşırsa, ‘Ben oruçluyum’ desin.”

(Buhârî, Savm, 9)


   Orucun, sadece fiziksel bir açlık değil, bir irade eğitimi olduğunu gösteren bu hadis, Ramazan’ın içsel dönüşüm sürecindeki yerini açıkça ortaya koyar.

   Görülüyor  ki,Ramazan yalnızca aç kalmak değil, zihni ve ruhu Kur’ân’la doyurmaktır.

  

“Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, kalplere şifa, müminler için yol gösterici ve rahmet olan bir kitap geldi.”

(Yunus, 10/57)


   Kelebeğin dönüşümü sadece kozada gerçekleşmez. Asıl mesele, kozadan çıktıktan sonra kanat çırpabilmektir. Bir kez kelebek oldu mu bir daha tırtıl haline dönemez.

   Ramazan’ı, bir dönüşüm kapısı olarak gören, ramazan bitiminde de bu baharı yıl boyunca içinde taşıyabilir.

   Ramazan, içimizde açan çiçekleri bir ömür taze tutmaya vesile olsun.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Hasretin beyazı

Şaban ayının şu son günlerinde gündemim başka olacaktı. Beyazlık sardı dört bir yanı. Gündem değişti.    Bazı şeyler geç gelir dostlar....

Yeni Yazgının İlk Günü.

Bahar dalı fotoğrafta görünen güzelliğin adı. Japon ayvası diyenler de var,başka isimlerle ananlar da.   Baharın müjdesi sayılır.   Bu...

Comments


© 2023 by NOMAD ON THE ROAD.

  • Instagram Black Round
  • Pinterest - Black Circle
bottom of page