top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

“Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki.

Güncelleme tarihi: 4 Ara 2020


“Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki.

Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.”

Mevlana.

“Sanki” farz edelim ki, güya anlamında kullanılıyor dilimizde. Farsça kökenli.

Aslında “düşün ki“, “say ki” anlamını taşıyan “san ki” kelimeleri, zamanla birbirine yapışıp kemikleşerek “sözde“, “acaba“, “galiba” gibi başka anlamları da karşılar olmuş.

Bahsedilen konuda hayal kurmasını istiyor ,söz olduğunda duyandan,yazı olduğunda okuyandan.

Bir an gözleri kapatıp işin nihayeti film şeridi gibi göz önünde canlandığında, söz konusu olan her neyse onun gerekliliğini ölçmek için bir çeşit şablon yerine geçer.

Sanki yaptım,sanki gittim,sanki yaşadım. Beş harflik bir kelimenin ardına düşürüp fiilleri,bir de geçmiş zaman eki uladığında hayaller,umutlar,istekler nasılda küçülüverir hepsi birden.

Parıltılı,renkli,kocaman sesler,görüntüler,hayaller. Yüzeyinde rengarenk hareler ile salınan sabun köpüğü gibi. Biraz gezinip göz önünde nazlı nazlı salınır ve puff der, söner.

O beş harf olmadan önünde, koskocaman ulaşılmaz görünenler ,eklendiğinde o beş harf ufalanıp savruluverir.

Bir şeyi ne kadar istediğini,ona ne kadar ihtiyacı olduğunu, önüne “sanki” yi eklediğinde net görebilir insan.

İstanbul da bir camii..” Sankiyedim camii”

Bilirsiniz hikayesini. Yine de konuya alakasına binaen burada yad edip hatırlayalım bir daha.

“Osmanlı döneminde, Keçecizade Hayreddin Efendi adında orta halli bir esnaf, padişahların yaptırdığı Selatin camilerini görüp imrenerek, kendisi de bir cami yaptırmayı diler. Cami yaptırma fikri aklına girdikten sonra hayattaki en büyük amacı, tutkusu bu olur.

Ama ne hali ne de maddi durumu bu amaca müsaittir. Çevresindekiler gel vazgeç bu sevdadan dese de o yolundan dönmez. Çözümü nefsinin arzularını dizginleyerek para biriktirmekte bulur. Ne zaman bir yiyecek dukkaninin onunden gecse,ne zaman canı bir şey çekse sağ cebinde bulunan parayı çıkartıp sol cebine aktarır “sanki yedim” dermiş.

Bu yolla 20 yıl boyunca biriktirdiği paralarla küçük bir cami yaptıracak miktara ulaşır ve Fatih'teki Zeyrek semtinde kendisine gösterilen yerde hayallerindeki camiyi yaptırarak amacına ulaşır.”

Camii büyük istanbul yangınında harab olmuş ve esnaf tarafında aslına benzemeyen bir şekilde yeniden yaptırılmış. Günümüzde apartmanlar arasında sıkışmış küçük bir camii olarak faaliyette.

Sanki yedim,sanki aldım,sanki gittim,gördüm diyerek ,gerçekten lüzumlu olanlara ne kadar çok yer açabilir lebaleb dolu olduğunu düşündüğü hayatında...



209 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page