Sessizliğe uyandım bugün. Kaç gündür devam eden dalgaların sesi yok. Sadece cırcır böcekleri faaliyetteler. Deniz çekilmiş. Kara büyük taşlar bırakmış geride derinliklerden söküp getirdiği. Bir kısmının üzerinde daha yosunları duruyor. Yemyeşil kurumamış henüz. Hava sıcak,gökyüzü gri bulutlarla kaplı. Tropik bir fırtına var endişe bir beklenen. Fırtınayı gönderenin rahmetine emanetiz.
Deniz çekilmiş kıyı taşlar ile dolu. Gemolog değilim. Ama bakıldığında belli oluyor bir değer ifade edenleri. Kehribar,petrified wood,agat,jasper gibilerini araştırıp gördükçe tanıdığımı zannediyorum. Ama bir taşın adını tam olarak koyabilmek için ileri laboratuvar testleri gerekiyor. Sertlik derecesi 7 den büyük olanlar değerli taş kabul ediliyor. Elmas,yakut,zümrüt,safir vb bunlardan birkaçı. Sertlik derecesi,geçirgenlik seviyesi, yapısı taşın cinsini belirleyici oluyor. Kısaca güzellik ve dayanıklılık belirleyici unsur taşları değerlendirirken.
Petrified wood taşlaşmış odun demek. Sıkça rastlıyorum bu kıyılarda. Karşı karşıya bakışıp durduğumuz,horoz seslerini işitecek kadar yakınımızda olan,bir umursamazın kağıt üzerinde iki imza ile Yunanistan’a verdiği Midilli de varmış taşlaşmış orman. Oradan dalgalar ile geliyorlar anlaşılan bizim kıyılara.
O umursamaz gafil buralara gelip de Midilli’nin ne kadar yakın olduğunu görünce şaşırmış. Bu kadar mı yakındı diye. Baktıkça içi acıyor insanın.
Taşlaşmış odunlar en az 10-15 milyon yıllık volkanik türüf ile kaplı kristalleşmiş ağaç fosilleri. Midilli’de,Ankara’da, çok güzel petrified wood ormanları varmış. Fotoğrafta bir örneği var.
Bulduğum amber olduğunu zannetiğim parçalar da karadenizden geliyor kanaatimce. Ayrıca bu topraklar maden ve mineraller açısından zengin topraklar. Uranyum madeni var. Altın,Quartz,ametist çıkartılıyor çevrede. Dağlarda ışıl ışıl ne olduğunu bilmediğim taş dolu.
Sentetik olmayan gerçek taşlar şifa amaçlı olarak da kullanır. Gümüş ve benzeri metaller ile etkisi güçlendirilip takı haline getirildiğinde şifa etkisinin yükseldiği düşünülür. Derdine derman olabileceğini düşündüğü bir taşı akupunktur noktalarına veya çakralar üzerinde kullanarak etkisini arttırmayı istemiş,mesela kök çakra üzerinde taşıyabilmek için göbek üzerine düşen kemerlerde veya göbeğine kadar uzanan kolyelerde kullanmış insanlar asırlardır.
Her ne amaç ile kullanılacak olursa olsun taşların sentetik olanlarına karşı uyanık olmak lazım. Zira ancak laboratuvarlarada ayırt edilecek kadar benzerlerini yapabiliyorlar günümüz teknolojisi ile.
Zehirli taşlar da mevcut. Aynı bitkiler gibi. Görünüşlerine aldanmamak gerek. Bazılarına dokunduğunda,bazılarını soluduğunda öldürücü olabiliyorlarmış. Nette zehirli taşlar diye taratınca inanılmaz güzellikte onlarcası çıkıyor. Mantarlar gibi haklarında bilgi sahibi olmak ve güzelliklerine aldanmamak gerekiyor...
Comments