top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

“Uzayın yollarını Tillo sokaklarından iyi bilirim”

Bugün bir haberde okudum. Mısırdaki keops piramidi ile ilgili idi haber. Sırrı çözüldü diye yazıyordu. Ana yönlerin hesaplaması kusursuz bir şekilde yapılmış. Bunun o zamanın şartlar içinde nasıl olduğunu,bu hesaplamanın ekinoks sırasında yapıldığını keşfetmiş günümüzde Amerikalı bir bilim insanı.

Ekinoks, Güneş ışınlarının Ekvator'a dik vurması sonucunda aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği an. Dünyanın her yerinde gündüz ile gecenin eşit olması durumu. Yılda iki kez tekrarlanır İlkbahar Ekinoksu ve Sonbahar Ekinoksu olmak üzere. Keops piramidinde bu hesaplama sonbahar ekinoksu sırasında yapılmış diyor mühendis Glen Dash.

Ekinoks olduğunda;

-Kuzey ve Güney Yarım Küre, Güneş ışınları öğle vakti Ekvator'a 90°'lik açı ile düşüyor.

-Gölge boyu Ekvator'da sıfır oluyor.

-Güneş ışınları bu tarihten itibaren Kuzey Yarım Küre'ye dik düşmeye başlıyor.

-Bu tarihten itibaren Güney Yarım Küre'de geceler, gündüzlerden uzun olmaya başlıyor.

-Kuzey Yarım Küre'de ise tam tersi oluyor.

-Bu tarih Güney Yarım Küre'de Sonbahar, Kuzey Yarım Küre'de İlkbahar başlangıcı oluyor.

-Aydınlanma çemberi kutup noktalarına teğet geçiyor.

-Bu tarihte Güneş her iki kutup noktasında da görülür. Dünya'da gece ve gündüz süreleri birbirine eşit oluyor.

-Bu tarih Güney Kutup Noktası'nda altı aylık gecenin, Kuzey Kutup Noktası'nda ise altı aylık gündüzün başlangıcı oluyor.

Son günlerde ikinci kere çıkıyor karşıma ekinoks kelimesi.

İlki Marifetname yazarı “Uzayın yollarını Tillo sokaklarından daha iyi bilirim” diyen hadis, fıkıh, tasavvuf, edebiyat, psikoloji, sosyoloji, tıp, astronomide ve pek çok ilim dalında eserler vermiş olan ibrahim hakkı Erzurumi’nin hayatını okurken çıktı karşıma.

Tarihte ikinci bir örneğine rastlanılmayan muhteşem mimarî gölge ve ışık oyunu türbenin kulesine, 21 Haziran ve 21 Aralık günlerindeki ilk güneş huzmesi, 4 km. mesafedeki kale penceresinden geçerek vurması ile gerçekleşiyor.Işık Hadisesi'nin gerçekleştiği Türbe, bir büyük ve iki küçük kubbenin örttüğü iki oda bir hol ile 8 köşeli ve 10 m yüksekliğinde bir kuleden ibarettir.

Sadece planlama değil, bir muhabbet, hürmet, vefa abidesi olan ışık düzeneği, ahirete irtihal eden hocasına duyduğu hasretle, İbrahim Hakkı'nın manevi dünyasında kurulmuştur: "Yeni yılda doğan güneş, ilk olarak hocamın başucunu aydınlatmazsa ben o güneşi neyleyeyim". Diyerek türbenin hemen yanı başına on metre yüksekliğinde içinde mercek olan bir kule; türbe ve kuleye yaklaşık 3 km uzaklıktaki tepeye de harçsız bir duvar-kale inşa etmiştir. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin 3×3 metre ebadında yaptırdığı bu kaleye Kal’atü’l-Üstad denilmiş. Duvarda, iki tuğla büyüklüğünde (25×25 cm) bir pencere açıp burayı nişangâh yapmıştır. 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde aynı doğrultudaki kule ve kaleyle hizalanan güneşin ilk ışıkları, temsili resimde de görüldüğü gibi evvela tepede bulunan kalenin penceresinden geçer, kuledeki aynada kırılarak türbenin penceresinden içeri girer ve birkaç dakika boyunca Hocası

kabrinin başucunda kalır.

1960 1960'lı yıllarda yıkılma tehlikesi nedeniyle kule restorasyon geçirdi. Restorasyon sırasında pencerenin yerinin değiştirilmesi nedeniyle ışık düzeneği izlenemedi. Bir müddet çalışmayan ışık sistemi TÜBİTAK’ın görevlendirdiği 7 kişilik bilim heyetinin çalışmaları sonunda 2011 yılında yeniden çalışmaya başladı.


308 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page