Dağlara yağan karın kokusu var havada.Fotoğrafdaki manzara beklentimizdi ama hava yağmura döndü. Kar,ileriki günlere kalmış gözüküyor.
Soğuk ama. İnsanın iliklerine işleyen bir soğuk. Odun ateşi, sıcacık bir fincan salep ve kitap hayali kurduruyor insana.
Bir gün sonra bir rakam değişecek . Saydığımız yıllardan birinin son rakamı yerini,dokuza bırakacak. Sanki sekiz alıp gidecek gibi sıkıntı ve zorlukları dünyanın büyük kısmı ,bir diğerine bakarak bu değişimin telaş ve heyecanı içinde. Bir gün sonrasına yükleyip bütün umutlarını iple çekiyor yeni gelecek olanı.
Yer an yenidir bir öncekinden. Ancak alem durdukça büyüleyici bir ahenk ile sema eden güneşin,ayın,dünyanın dönerek seyirleri, zaman içinde noktalar koyar akıp giden sürece. Bu noktalardan eskiyip yıpranmış olan ,geçmiş zamanın ekleri ile anılır olacak bir gün sonra.
Zor zaman dilimlerinden bir oldu benim tarihimde. Yordu,yıprattı,değiştirdi yeni bir kalıba koydu sanki. Bir başka bakar oldum bir önceki seneye göre. Sanki başka bir ben gibi.
Bu gitmek üzere olanı zaman ekleri ile anmaya başlamadan önce bir muhasebe gerek.
Dünyanın ve içindeki yaratılmışların ,ilerleyen zaman içinde arkalarında bıraktıkları hayatları onların tarihidir.
Bu mazi ,bulunulan alemde farkına varılmasa da , bir takım hile,yalan ve oyunlar ile olmadığı gibi gösterilebilse de belgeli ve şahitlidir.
Uyunulan uykudan uyanıldığında apaçık görülecek o günün dehşetinden, o günün sahibinin rahmetine sığınırız.
Geride bırakılan her yıl,gün,saat,dakika ve hatta nefes, geçmişlerinin dolayısı ile tarihlerinin sayfaları arasına eklenir.
Bu süreç içinde yaşanılanlar,yaşayanı yontarak şekillendirir. Deneyim denir,tecrübe denir adına. Bazen eksilse de insan aslında hep yüklenir. Edindiği tecrübeleri ona, hedef edindiğine ulaşmak için çizdiği yol boyu destek ve yardımcı olur, menzile varmasını engelleyenlerden korur.
İmtihan dünyası ya bu yaşanılan ,günah işler insan. Hata yapar,suç işler. Melek değildir çünkü. Tövbe ile öyle yükselir ki melekler gıpta eder haline. Bu hatanın farkına varış, pişmanlık ile doğru yöne dönüş hiç olmamış gibi siler,sıfırlar ve hatta artı yükler sınav sonuçlarını.
İşlenilen hatalarda ısrar ise sahibini hayvanlardan aşağı seviyeye çeker. Haline hayvanlar şaşar.
Muhasebe sistemi içinde bir düzene konduktan sonra geçmiş rakamlar sıra gelecek için niyet edip hedef koymaya gelir. Geçen sene neydi hedef dünya ve dünyadan sonrası için. Bu sene neler olmalı.
Neler değişmeli özellikle iç alemde.? Hangi çirkin olanı terk etmeli.? Sahip olmadığı hangi güzellik ile doldurmalı yerini?
Bedeni süsleyip bezediği kadar süsleyip bezemeli onu. Ne kadar tortu, kir var ise temizlemeli. Pırıl pırıl olmalı gönül aynası. Net göstermeli.
Vicdan rahat, gönül huzur içinde olmalı.
Dünyayı,dünyasını mamur etmek için ilk önce içinden dışına kendi değişmeli,hedefini böyle koymalı.
Ta gönülden inanıyorum ki insan ben demekten kurtulmadan,kendi için istediğini başkaları için istemeden,sesi dışındaki seslere kulak vermeden,başka renkleri görmeden dünya ve insanlık için de cevaplanamamış zor sorular dokuz rakamlı senede de çözümünü bulacak gibi görünmüyor.
Toplumun temel taşı insan temelden değişmeden, vicdan sesini duymadan,gönlüne danışmayı şiar edinmeden hiç bir şey değişmeyecek.
Umut yok mu?
Var tabii.
Her zaman.
La taknetu min rahmetillah.
Comments