top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Yarı dolu bardağın hangi yanı baktığın.?

Güncelleme tarihi: 4 Ara 2020

Dün fotoğraf albümü yeni yılın ilk kolajını yapmış çektiğim fotoğraflardan. Seviyorum bu programı. Unuttuğum fotoğrafları bile çıkartıp,ekliyor kendince birbirine. Çok güzel fotoğraflar çekmişim,biriktirdiğimiz hatıralar içinde. Herbiri ayrı bir güzel güne aldı götürdü izlerken. Sonunda o kadar güzel hatıra içinde ,gümüşün boşluğuna takıldı kaldı gönlüm.

Yine dün sevdiğim bir hanımefendi bir yazı gönderdi bana. Bir gazete makalesi. Bardağın boş tarafına odaklamış,sıkışmış insanlara çareler sunmaya çalışan,dünyanın uzak köşesindeki geleneklerine bağlılıkları ile bilinen bir ülkede sahasında uzman kişilerin, özellikle o bölge insanına yardımcı olabilmek için geliştirdikleri felsefelerden bahseden bir yazı.

Yapılan araştırmalardan söz ediyor. Gülmeyi unuttu insanlar ,anaokulu çağındaki çocuklar günde 300 kez gülerken, yetişkinlerde bu sayı günde 20 bile değil diyor.

Niye gülmüyor insanlar diye sorguluyor. Sahip oldukları güzelliklerin farkına varmadan, korku,kaygı,üzüntü içinde yaşadıklarını ve bu yaşadıklarının ana kaynağının yine insanın kendisi olduğunu öngördüğü için çareler sunmaya çalışıyor elinden geldiğince.

Özetle; Morita ve Naikan felsefelerine göre duygularının çıkışı insanın kontrolünün dışındadır. Yok edemediğin ,hissetmekten hoşlanmadığın duygunu kabullen,onu küçült ve ona rağmen yapmak zorunda olduklarını yerine getirmeye ve kendinden başkaları için birşeyler yapmaya odaklan diyor.

Güzel bir yaklaşımı var felsefelerinin,biraz zen budizminden de kokular taşıyor.

Hisselendim bende ihtiyacım kadar.

İnsan bu dünyadan gelip,geçerken birçok başa çıkmakta zorlandığı durum ile karşılaşır. Yolculuğu süresince gardını almış bir şekilde devamlı savunmada kalmak, kim bana ne zarar verecek korkusu ile yaşamak,kalabalıklar içinde yanlız hissetmek,sürekli dünyanın acılarına odaklanmak yorup yıpratır . Yoğun endişe,keder ve korkuya yol açar. Güzellikleri görmez olur gözler.

Eğer inandığı değerler ile desteklenip,beslenemez ise,zaman içinde de mücadeleden yorulur insan,isteksizlik hissetmeye,sorumluluklarından kaçmaya başlar.

Bu yorgunlukların her birini ,türlerine ayırıp,çeşit çeşit isimler vermiş ilgili bilim dalı. Depresyon demiş,anksiyete,panik atak demiş.

Saridir bu yorgunluklar,tıpkı esneme veya gülümseme gibi . Bulaşır,aile ve yakın çevresini de etkiler ister istemez.

Bu zorlayan yorgunluklar birbiri ardına gelebildiği gibi ,arada uzun soluklar aldıracak aralıklarla da olabilir. Sonuçta doğum sancısı gibi zorlasa da her biri bir güzellik getirir ardından.

Çünkü her zorlukla birlikte bir de kolaylık vardır.

Sabır ,namaz ve dua en büyük silahıdır . Yanlız olmadığını hisseder ellerini mülkün sahibine açtığında. Ümitsiz olmaz.

Tek başına baş edemediği yerde rabbini vekil eder. Bilir ki hayr ve şer ondandır. Ortası tevekkül, fazlası tefviz olur. İbrahim hakkı erzuruminin tefviznamesinde muhteşem ifade ettiği gibi,

Deme şu niçin şöyle

Yerincedir ol öyle

Bak sonuna sabr eyle

Mevlâ görelim neyler

Neylerse güzel eyler…der bekler.

Niyet edip hedef aldığı herhangi bir konuda isteksizlik hissettiğinde , sonucundaki kazanım onu motive eder. Bu kazanım rabbinin rızası ,dünyada huzur ve cennet ümididir.

Komşusunun aç uyuması uyutmaz onu da tok karnı ile. Günde beş vakit bir araya gelmek haberdar eder onları eder birbirinden. Hemhal eder.

Bir diğerinin sıkıntısını gidermenin,onu hesap günün sıkıntılarından kurtaracağını bilir. Bu bilgi onu teşvik eder,motive eder.

Dikkati Kendinden başkasına yöneldiğinde,uzaklaşır kendi sıkıntılarından.

Sadakadır diye gülümserken bir diğerine,kalbi karartır diye uzak durur içinden yükselen kahkahalardan. Denge içindedir.

Öyle yerindedir ki içindeki her şey onun gülümsemesi huzur yansıtır görene. İçi,dışı ile barışık,çevresi ile uyum içinde ,yara değil yâr olandır bir diğerine.

Dünya üzerinde sıkışıp kalmış insanlığın dertlerine deva için aranıp durmakta uzmanlar. Felsefeler,terapiler geliştirip, uyguluyorlar kendilerince.

Gerçek anlamda kuran ve sünnete bağlı yaşamanın ,bu geliştirilen sistemlerin sunduğu çözümlerin çok üzerinde tavsiye ve teşvikler ile önleyici ve onarıcı olarak insanın ruhi ve bedeni sağlığı için yeterli olduğu aşikâr. Geliştirilmeye çalışılan terapilerin hepsi bu nizamın gerisinde kalır ve ulaşacağı son nokta bu nizamın tavsiyeleridir.

İnsanın bütün sıkıntılarının devası,sorularının cevabı,çıkış bulamadığı kapalı kapılarının anahtarı bu nizamda. Kur’an ve sünnette.

Sadece bakıp,görmesi gerek.


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

תגובות


bottom of page