Yağmur,ardından güneş coşturdu bahçeyi.Başdöndüren kokular yükseliyor dört bir yandan. Yaseminler,güller,filbahriler pitoslar. Fotoğraftaki” yesterday,today,tomorrow “
“dün,bugün,yarın”uzak diyarlardan geldi. Her bir dalında ayrı tonda ,gün geçtikçe rengi açılan koyu eflatun çiçekleri,çok güzel kokusu var.Baygın, tatlı bir koku.
Anne karnında başlar kokuların etkisi. Yıllar geçtikçe de farkında olmadan birikir kokular hafızada. Hiç ummadığı bir anda,bir koku alır götürür insanı başka zamanlara,başka mekanlara.
Algılayana göre değişir. Her kokuyu herkes aynı duymaz,biri misk kokusu alırken bir diğeri pis koku duyar haline göre. Hal ehli ise kokusundan tanır birbirini.
Derler ki mana aleminde ehli tasavvuf birbirlerini kokularından tanırlarmış.Her bir meşrebin hatta Seyri sülûk’un her mertebesinin kendine has bir kokusu varmış,ehli bu kokudan bilir tanırlarmış karşılaştıklarında bir diğerinin meşrebini.
Her surenin, her ayet-i kerimenin her esmanın ve hatta her harfin kendine has kokusu var diye söyleyenler var. Algılayabilenin duyduğu kokulu kelimeler...
Şehirlerin,zamanların,kültürlerin,evlerin,insanların kokuları var kendilerine özgü,kendilerini anlatan.
Bir diğerine duyulan muhabbette payı çoktur güzel kokunun. Kokusu sevilen gönüle girer, aksi durumda kapanır gönül kapıları.
Yemen illerinden Veysel Karanî’nin kokusu gelirken efendimize,80 fersahlık yoldan almış Yakup peygamber Yusufunun kokusunu.
-Ben şu anda Yusuf’un (a.s.) kokusunu duymaktayım. Sakın siz beni deli ya da bunak yerine koymayın. Biraz sabredip, sözlerime itimat ederseniz beni tasdik edicilerden olacaksınız dedi. (Yusuf 94)
Kendi Gül kokan efendimiz de çok severmiş bu dünyada güzel kokuları. Kendi Gül koktuğu halde,örnek olsun diye ümmete,hiç ayırmazmış yanından “sükke”sini.
Evliya çelebi ahi çelebi camiinde geçen uzunca rüyasının nihayetinde
“Ardından hep birlikte "Fatiha" okuduk. Orada bulunan herkesin mübarek ellerini öperek hayır dualarını aldım. Kiminin eli
misk, kiminin menekşe, kimininki de karanfil gibi kokuyordu.
Hz. Peygamber'in mübarek kokusu ise zağferan ve kırmızı gül gibiydi.”
“Diğer peygamberlerin elleri ayva kokusundadır. Hz. Ebubekir (r.a)'ın eli kavun, Ömer (r.a)'ın eli anber, Osman (r.a)'ın eli menekşe, Ali (r.a)'ın eli yasemin, Hasan (r.a)'ın eli karanfil, Hüseyin (r.a)'ın eli de beyaz gül kokusu vardır.” diye anlatır.
Şimdilerde buraları Gül ve Yasemin kokuyor dostlar.
Mis kokulu oruçların nihayetinde,gül kokulu iftarlar hepimize..
Harika🌹🏵💮🌸💐🌺🌻🌼🌷