top of page
Yazarın fotoğrafıhüma

Üç nasihat.

Dün yeni bir hasbihal günüydü sanal alemdeki dostlarla. Yazmayı düşündüğüm konu hazırdı, yükleyemedim.

  Kısmet bugüneymiş. Küme küme gri bulutlu,yağmurlu bir gün bugün.

  Dert insanı söyletir. Acı acı dillendirirken üzüntüsünü asıl amacı, dertlendiğinin  nasıl yankı bulduğu, ne çeşit göründüğüdür belki de. Derdin büyüklüğünü karşısındaki gözlerde görmek, o açıdan göründüğü kadar çözümler duymak ister.

   Yol göstermenin, işe yarar çözümler salık vermenin adıdır nasihat etmek.

   Öğüt vermek,tavsiye etmek,uyarmak

, akıl vermek , fikir sunmak, danışmanlık etmek , vaaz vermek de meramı ifade eder.

   Dara düşmüş çırpınana, deva sunmak, karanlıkta kalmışa ışık tutmaktır. Düşmüş olana el uzatmaktır.

   Bu devayı salık verirken ve yol göstermek için ışığı tutarken de , el verip kaldırırken de hakkı söylemek,ASR süresi 2. ve 3. Ayetleri göz önünde  bulundurarak sabrı tavsiye etmek  gerekir.

"İnsan, gerçekten de ziyandadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı öğütleyenler  başka.”

   Nasihat,bildiğimiz anlamı dışında  tek kelime ile açıklanamayacak kadar zengin muhtevalı bir kelime arapçada. Saf bala dendiği gibi, bir şeyi bir kimseyi gönülden sevmek, bağlanmak ,gönülden yapılan samimi tövbe anlamlarına da gelir. Nasuh  tövbesi denir o tövbeye. Hikayesi de vardır. Dileyen arama motorlarına bir tıklayıverir.

   Resûl-i Ekrem -bazı rivayetlere göre önemini vurgulamak için üç defa tekrar ederek- “Din nasihattir” demiş, çevresindekilerin, “Kim için?” diye sormaları üzerine, “Allah için, O’nun kitabı için ve O’nun elçisi için, müslümanların yöneticileri ve onların umumu için” demiştir (Müsned, I, 351; Buhârî, “Îmân”, 42; Müslim, “Îmân”, 95).

  Okuduğum bir yerde de,

“Din nasihattir,nasihat samimiyettir” diyordu.

  Nasihat sevgi ve bağlılık ile gönülden yapıldığında kıymetlidir.

   “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır. Bugünü dününden kötü olan lanetlenmiştir.” -1- bu merfu hadisi şerifi biliriz bu sebeple kişinin sevdiği birine edebileceği  en güzel nasihatlerden biri de “Her gün bir şey öğrenmeye çalış.” Tavsiyesidir.

  Hayat boyu tekamül edebilmesi için mütemadiyen  kendini geliştirmesi lazım insanın.    

   Gelişmek  için bilgi edinmenin önemi büyük. Kişi sahasında herşeyi alanı dışında  da pek çok şeyi bilmeli  derdi babam.

   Mevlana celaleddin rûmî  işitegeldiğimiz  veciz mısralarla dikkat çekiyor yeni birşeyler öğrenmeye.

   Öyle ya, yeni bir şeyler söyleyebilmek için yeni birşeyler öğrenmek gerek.


"Hergün bir yere konmak ne iyi,

Hergün bir yerden göçmek.

Bu yeni gün cancağızım,

Yeni şeyler söylemek gerek."

   Hergün yeni bir öğrenme çabası  beyin fonksiyonlarını zinde tutar, bilgi ve becerileri, problem çözme yeteneklerini geliştirir, kendine güveni arttırır. Mesleki gelişimi güçlendirir, insanın kendine güvenmesini sağlar.

   Şöyle bir hesaplamışlar.

"Her gün bir kitap okuyan bir kişi, yılda 365 kitap okur. 60 yıl boyunca bu alışkanlığı sürdüren biri, 21,900 kitap okur. Bu sayıda kitap okuyan biri ne kadarını hazmedip belleğinde saklayabilir ve hayatına okudukları ışığında yön verebilir tartışılır lakin  entellektüel  bir insan olarak kabul edilebilir.

  Kuran-ı Kerim’de yeni birşeyler öğrenme ile alakalı ayetlere göz attığımızda, inşirah ve Taha sureleri göze çarpar.

"Bir işi bitirip boş vakte sahip olduğunda hemen yeni bir işe sarıl; Ve her daim Rabbine yönel!.." (İnşirah, 7-8)


"De ki: 'Rabbim! Beni ilimle (öğretimle) yaratıp öğreten Sensin. Sırf Senin bilginin bulunduğu bir hükümle (öğretilerle) beni donat.'" Taha. 20. Ayet

   Aynı anlama işaret edenler arasından bir tane de hadisi şerif yazalım.

Peygamber Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bir işe başladığınızda onu en iyi şekilde tamamlayın ve her zaman iyilikle sonuçlanan işlere yönelin." (Tirmizi)

    Geçtiğimiz günlerde bir online toplantıda çocukluğumdan söz ederken annemin hikayelerinden bahsetmiştim. Kırmızı ciltli bir defterde topladığı beğendiği hikayeleri anlatırdı bize. İnternetin,bilgisayarların,cep telefonlarının bulunmadığı ,kitapların şimdiki kadar kolay ulaşılabilir olmadığı zamanlardan söz ediyorum. Geçtiğimiz senelerde bir dostumuz sınırlı sayıda kitaplaştırdı o defterdeki hikayeleri.

   Kırmızı ciltli defterdeki hikayelerden biri de Ömer Seyfettin’in “üç nasihat” hikayesiydi. Linkini bloğa bırakacağım.

Vaktiniz Hayr olsun.





1-) Bu hadisi Deylemi Hz. Ali’den merfu olarak -(zayıf)almıştır.


61 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Brain rot- Beyin çürümesi.

Ringneck diye de bilinen Pakistan papağanları. Adlarını boyunlarındaki halkadan alıyorlar. Anavatanları Asya. İstanbulda da bolca varlar....

“ Sabekat rahmeti alâ gadabî“

Bir güzel günden bir an paylaşmak istiyordum. Gün güzeldi. Günü güzelleştiren gönlü ısıtan davranışlarla zenginleşmişti. Dostun dosta...

1 Comment


sengulyldrm2
8 saat önce

🌹💞

Like
bottom of page